Ayarlanabilir Silikon Mide Bandı (Adjustable Silicone Gastric Band, ASGB), yani popüler ismi ile mide kelepçesi, uzun AR-GE çalışmaları ve cerrahların sürekli daha iyi bir bariatrik yöntem arayışlarının sonucudur. Bariatrik cerrahinin ilk yıllarında silastikten üretilen ve ayarlanamayan bir bandın yaratacağı kısıtlayıcı etkiden faydalanma fikri ile geliştirilmiştir. Amerika'lı bir cerrah olan Dr. Lubomyr Kuzmak 90'ların başında ilk açık ayarlanabilir silikon gastrik bandı uygulamıştır.
1991'de Belçika'lı iki cerrah, Dr. Mitiku Belachew ve M. Legrand Allergan firması ile laparoskopik bariatrik cerrahi tekniği ile ilgili çalışmalara başlamışlar ve Eylül 1993'de ilk laparoskopik ayarlanabilir silikon gastrik band ameliyatını gerçekleştirmişlerdir. Mart 1994'de dünyanın çeşitli ülkelerinden 30 cerrahın katıldığı ilk laparoskopik ayarlanabilir gastrik band workshopu düzenlenmiştir. Bugüne kadar sadece Lap-Band markasının tüm dünyada yaklaşık 350.000 adet kullanıldığı bildirilmiştir.
Bu gelişme ve rakamların da gösterdiği gibi, teknik olarak diğer bariatrik yöntemlere göre kolay uygulanabilir olması, ayarlanabilir olması, vücuda kalıcı ve geri dönüşsüz bir zarar vermemesi, ikincil operasyonlara engel teşkil etmemesi, normal yaşam, hatta gebeliğe sorun oluşturmaması gibi avantajları nedeniyle, mide kelepçesi obezite cerrahisinde ilk seçenek olmaya en uygun yöntemdir.
Bir ayarlanabilir silikon gastrik band yapı olarak 3 farklı kısımdan oluşur. Midenin etrafına yerleştirilen ve şişirilebilir özellikte band kısmı, bağlantıyı sağlayan ince silikon tüp ve dolumlarla sıkılığı ayarlamayı sağlayan ve deri altına yerleştirilen port. Ülkemizde ticari olarak mevcut pek çok band mevcuttur. Bunların en bilinenleri Allergan firmasının ürettiği Lap-Band, Ethicon'un ürettiği Swedish Band, AMI firmasının ürettiği Minimizer, Midband firmasının ürettiği Midband ve Helioscopie firmasının ürettiği Heliogast'tır.
Bu bandlar arasında küçük teknik farklılıklar dışında yapısal olarak büyük bir fark yoktur. Hepsinin çalışma prensibi aynıdır. Bazıları düşük, bazıları yüksek volümlerle doldurulurlar, bazıları diğerlerine göre biraz daha geniştir, bazılarının portu tamamen silikonla kaplanmıştır vs. Bu teknik özellikler ameliyatta da bazı nüanslara yol açar. Bu nedenle, genelde obezite cerrahlarının çoğu alışık oldukları markaları kullanma eğilimindedir.
Bu bandların hangisinin en iyisi olduğu gibi bir tartışma sonuçsuz kalacaktır. Çünkü hemen hepsi ciddi araştırmalardan sonra üretilmiştir, binlerce vakalık serilerde başarıları ispatlanmıştır, FDA ve CE belgeleri almışlardır. Ancak, ufak teknik detaylar konusunda kimilerinin bazı üstünlükleri olduğu söylenebilir. Sizin açınızdan en önemli husus ise, cerrahınızın sizde hangi bandı kullandığını bilmektir. Çünkü dolum hacmi ve bazı özellikler modele göre değişebilmektedir.
Laparoskopik olarak batına girildikten sonra, ameliyat bölümümüzde de detaylı şekilde anlatılacağı gibi, yemek borusu ile midenin bileşke noktasının hemen altından, midenin arkasından bir tünel oluşturularak band buradan geçirilir ve sıkılır. Böylece yemek borusunun hemen altında 25-50 cc kadar alabilen küçük bir poş oluşturulur. Bandın konnektör tüpü derialtına çıkarılır. Burada yine cerrahın tercihleri devreye girer. Kimi cerrah göğüs kemiğinin hemen altına, kimi sol tarafa, kimi göbek üstündeki kesi yerine portu yerleştirir. Bazı cerrahlar portu dikişlerle tespit ederken, ki önerilen budur, bazıları tespite gerek duymazlar.
İlk 1.5-2 ay bandınıza herhangi bir işlem yapılmaz. Zaten hiçbir sıkılaştırma yapılmasa bile, midenin etrafından geçen bandın kısıtlayıcı etkisi ve beslenme düzeninde yapılan değişiklikler bu ilk aylarda da kilo verilmesini sağlar. Daha sonra poliklinik veya ofis şartlarında yapılabilecek basit bir işlemle portunuza bandın özelliğine göre 1-3 cc kadar serum doldurulur. Bu sayede, bandın mideye temas eden çeperi biraz daha daraltılır. İdeal sıkılık hastaya göre değişmekle birlikte, genelde 3 mm açıklık ideal kabul edilir.
Tüm etkinin dolumlardan beklenmesi, yeme alışkanlıklarını değiştirmemekte ısrarcı olunması başarı şansını düşürür. Özellikle erken dönemlerde yapılacak beslenme hataları bandın kaymasına, hatta çıkarılmak zorunda kalınmasına neden olabilir. Herşey yolunda gittiğinde bandınız sayesinde az miktarda gıdayla doyma hissini alarak, açlık çekmeden sağlıklı ve kalıcı kilo kaybetmeniz sağlanır. Ortalama 4-6 kg aylık kayıp normal kabul edilir. Ama çoğu zaman ilk aylarda kayıp daha hızlı olabilmektedir.
Bandınızın batın içinde kalan kısmını hiçbir şekilde hissedemezsiniz. Port ise deri altında olduğundan, özellikle zayıfladıkça elinizle hissedebileceğiniz bir yapıdır. Bunun dışında ilk günlerde hareket kısıtlılığı ve ağrıya yol açsa da, uzun dönemde bandınızla döğüş dışında her türlü sporu yapabilir, yüzebilir, tüple dalabilir ya da uçabilirsiniz. Dışarıdan görülmeyen band sosyal yaşamınızı ve cinsel hayatınızı etkilemez. Komplikasyon gelişmedikçe silikon bandınız sizinle ömür boyu sürecek bir birliktelik için tasarlanmıştır. Yani ideal kilonuza gelince çıkarılması gerekmez.